Ancak pek çok bilim insanı tam da bu konuda inanılmaz derecede endişeli. Sağlık hizmetleri ve sanitasyondaki gelişmeler hepimizin daha uzun yaşam sürmesine yardımcı oluyor. Ancak yaşlandıkça bizi destekleyecek yeterli sayıda çocuğumuz olmuyor. Doğurganlık oranları düşüyor hemen hemen her ülke.
Fakat bekle! Bu sorunu çözecek teknolojilerimiz var! Tüp bebek dünyaya her zamankinden daha fazla çocuk getirmeye yardımcı oluyor ve yaşlı ebeveynlerin karşılaştığı doğurganlık sorunlarının telafi edilmesine yardımcı olabiliyor! Maalesef işler o kadar basit değil. Araştırmalar bu teknolojilerin bizi ancak bir yere kadar götürebileceğini gösteriyor. Gerçek anlamda ilerleme kaydetmek istiyorsak toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda da çalışmamız gerekiyor.
Araştırmacılar doğurganlığa, ortalama bir kadının hayatı boyunca sahip olduğu çocuk sayısı üzerinden bakma eğilimindedir. Nüfusun istikrarlı kalmasını sağlamak için toplam doğurganlık hızı (TFR) olarak bilinen bu rakamın 2,1 civarında olması gerekiyor.
Ancak bu rakam son 50 yılda düşüyor. Örneğin Avrupa’da 1939’da doğan kadınların TFR’si 2,3’tü; ancak 1981’de doğan (şimdiye kadar 42 veya 43 yaşında olan) kadınlar için bu rakam 1,7’ye düştü. “Özetleyebiliriz [the last 50 years] İtalya’daki Padua Üniversitesi’nden demografi profesörü Gianpiero Dalla Zuanna, “üç kelimeyle: ‘gerileme’, ‘geç kalma’ ve ‘çocuksuzluk’ dedi. Avrupa İnsan Üreme ve Embriyoloji Derneği’nin yıllık toplantısı bu haftanın başlarında.
Bu düşüşün arkasında pek çok neden var. Etrafında Altı kişiden biri kısırlıktan etkileniyorve küresel olarak pek çok insan istedikleri kadar çocuk sahibi olamıyor. Öte yandan giderek daha fazla insan çocuksuz yaşamayı tercih ediyor. Diğerleri, belki de artan yaşam masraflarıyla karşı karşıya kaldıkları ve kendi evlerini karşılayamadıkları için aile kurmayı erteliyor. Bazıları gelecek kaygısı nedeniyle çocuk sahibi olmaktan çekiniyor. Devam eden küresel savaş tehdidiyle birlikte iklim değişikliğionları kim suçlayabilir?
Bu doğurganlık krizinin hem finansal hem de sosyal sonuçları var. Zaten daha az sayıda gencin daha fazla sayıda yaşlıyı desteklediğini görüyoruz. Ve bu sürdürülebilir değil.
Dalla Zuanna toplantıda şunları söyledi: “Bugün Avrupa, nüfusun %10’una, gayri safi yurt içi hasılanın %20’sine ve dünyanın sosyal yardım giderlerinin %50’sine sahip.” Bundan yirmi yıl sonra üreme çağındaki insan sayısının bugün olduğundan %20 daha az olacağı konusunda uyardı.
Kaynak: https://www.technologyreview.com/2024/07/12/1094876/ivf-alone-cant-save-us-from-a-looming-fertility-crisis/